4721 sayılı Türk Medenî Kanununda, özel boşanma sebepleri beş maddede düzenlenmiştir. Bunlar zina (TMK m. 161), hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış (TMK m. 162), suç isleme ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK m. 163), terk (TMK m. 164) ve akıl hastalığıdır (TMK m. 165).
Miras Hukuku-Miras Paylaşım
Ortaklığın Giderilmesi Davası: Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesine göre mirasçılardan her biri tarafından her zaman mirasın paylaşılması talep edilebilir.
EVLİLİKTE MAL DAVASI
Evlilik Birliğinde Mal Davası
Mal rejimi tasfiyesi, evli çiftlerin evlilik birliği içerisinde sahip edinmiş olduğu malların evliliklerinin sona ermesi sonrasında paylaşımın nasıl yapılacağına dair kuralları içermektedir. Eşler evlilik birliği içerisinde edinmiş oldukları mal paylaşımına dair kendi aralarında rejim türlerinden birini seçerek sözleşme imzalayabilirler. Ancak eşler mal rejimi türlerinden birini seçmemişler ise nikah tarihlerine göre yasal mal rejimi hangisi ise o yasal mal rejimine tabi olacaklardır.
Kazada Araç Değer Kaybı
Trafik Kazalarında Araç Değer Kaybı-Tazminat Talepleri
Trafik kazaları, günümüzde sıkça meydana gelen, maddi veya bedeni zararlara sebebiyet veren durumlardır. İstatistiki verilere göre meydana gelen kazaların %90 a yakını maddi zararlara sebep olmaktadır. Bu kazalarda araç değer kaybı, maddi manevi tazminat gibi talepler doğabilir.
Değer kaybı, trafik kazaları sonrası aracın değerinde meydana gelen azalma olarak ifade edilir. Araç değer kaybı aslen hasar alan ve bu hasar itibariyle onarım gören bir aracın, ikinci el piyasasındaki değerindeki azalmayı ifade eder. Kısacası, kaza geçiren ve hasara uğrayan ne kadar iyi tamir edilmiş olursa olsun, değerinde mutlaka bir düşüş yaşayacaktır. Bu düşüş, o aracın değer kaybını ifade etmektedir. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan araç sahipleri, değer kaybını karşı tarafın kusuru oranında karşı araç maliki, sigorta şirketi ve şoförden tazmin ve tahsil edebileceklerdir.
Bu taraflar zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğundan zarar gören araç sahibinin istediği kişiden veya tümünden aynı anda alacağınızı talep edebilme hak ve yetkisi mevcuttur. Daha fazla oku “Kazada Araç Değer Kaybı”
İCRA TAKİBİNE İTİRAZ
İcra takibine itiraz
İcra takibi ilamlı ve ilamsız olmak üzere ikiye ayrılır. İlamlı icra takibi bir mahkeme kararına dayanılarak başlatılan takip türüdür. İlamsız icra takibi mahkeme kararı bulunmaksızın alacağın tahsili için başlatılabilecek icra takip türüdür.
İlamsız icra takibi alacaklının elinde alacağını kesin olarak ortaya koyan bir mahkeme ilamı, senet, sözleşme vs. bulunmasa dahi icra müdürlüğüne vereceği bir takip talebi ile borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir.
Alacaklı tarafından gerçekleştirilen ilamsız icra takibi itiraz edilmediği taktirde kesinleşir ve borçlunun malvarlığı üzerinde haciz işlemleri gerçekleştirilebilir.
İcra takibine itiraz,
Borçlu olduğu iddia edilen şahıs eğer borçlu değilse veya herhangi bir sebepten dolayı borcu ödememekte haklı olduğunu düşünüyorsa ödeme emrine itiraz etmesi gerekir. Bu alanda uzmanlığa sahip olarak, hak ve yükümlülükleriniz konusunda bilgi sahibi olmak adına Ankara Batı icra avukatı Ankara Batı Avukat uzmanlığına danışabilirsiniz. Daha fazla oku “İCRA TAKİBİNE İTİRAZ”
İŞ KAZASI TAZMİNAT
İş kazası sonrası maddi ve manevi tazminat davası sürecinin nasıl işlediğini ele aldık. İş kazası, işçinin, işverenin hakimiyeti altında bulunduğu sırada, onun için ifa ettiği işten veya iş dolayısıyla dış bir sebeple aniden meydana gelen bir olay sonucu uğramış olduğu kazadır. İş kazası tazminat davası adlı yazımızda tazminat taleplerini ele aldık. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 13’üncü maddesi uyarınca iş kazası; Daha fazla oku “İŞ KAZASI TAZMİNAT”
İCRA TAKİBİNE İTİRAZ
Yazımızda İcra Müdürlüğü kanalı ile başlatılmış olan icra takibine itiraz sürecini inceledik. Yazımız genel bilgilendirme amaçlı olup hak kaybına uğramamanız adına bir icra avukatına danışmanızı tavsiye ederiz.
İCRA TAKİBİ NEDİR?
İcra takibi alacaklının borçludan alacağını tahsil edebilmek için icra müdürlüğünde nezdinde başlattığı işlemin hukuki adıdır.
İcra takibi ilamlı ve ilamsız olmak üzere ikiye ayrılır. İlamlı icra takibi bir mahkeme kararına dayanılarak başlatılan takip türüdür. İlamsız icra takibi mahkeme kararı bulunmaksızın alacağın tahsili için başlatılabilecek icra takip türüdür.
İlamsız icra takibi alacaklının elinde alacağını kesin olarak ortaya koyan bir mahkeme ilamı, senet, sözleşme vs. bulunmasa dahi icra müdürlüğüne vereceği bir takip talebi ile borçlu aleyhine genel haciz yoluyla icra takibi başlatabilir. Daha fazla oku “İCRA TAKİBİNE İTİRAZ”
Hizmet Sözleşmelerinin Sona Ermesi
Türk Borçlar Kanununda hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler, altıncı bölümde hizmet sözleşmeleri başlığı altında, 393. ve 496. maddeler arasında yer almaktadır.
Ankara Batı Sağlık Hukuku(Malpraktis)
Hastalığın teşhisi, tedavisi ve hastanın bakımı aşamalarında tıbbi standartlara aykırı yapılan her türlü uygulamadan dolayı kişinin uğraşmış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini amacıyla tıbbi malpraktis diğer adıyla doktor hatası nedeniyle tazminat davası açılabilir. Ankara Batıkent sağlık hukuku avukatı alanında çalışmaktayız. Hastalar ve yakınları tarafından uğranılan zararların giderimi için doktor veya sağlık çalışanına karşı malpraktis davası açma hakkının yanında, bu kişiler hakkında ceza soruşturması da başlatılabilir.
- Tıbbi malpraktis (kötü hekim uygulaması) kavramı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nın 13. maddesinde genel olarak şu şekilde tanımlanmıştır:
- Konsültasyon: Hastanın teşhis, tedavi ve takibi için sorumlu doktorun gerekli gördüğünde diğer uzmanlık alanları ile görüş alışverişi veya işbirliği yapmasıdır. Yani hasta üzerinde zorunlu olarak diğer uzmanlara danışılması gerekirken danışmadan ve hastanın durumu bildirilmeden tıbbı müdahalede bulunulmasıdır. Konsültasyona uygun davranılmaması doktorun tazminat sorumluluğunu doğurur.
- Stabilizasyon: Hastanın tıbbı müdahale için doktorlara başvurduğu sırada teşhis ve tedavi için hazırlık sürecine başlamadan önce hastanın kendisini iyi hissetmesi için müdahalede bulunulmamasını ifade eder. Acil servis görevlilerinin, acil bir tıbbi vaka nedeniyle acil servise gelmiş bir hastaya, sosyal güvencesinin olup olmadığını ve diğer özelliklerini nazara almadan stabilizasyonu sağlanıncaya kadar bütün tıbbi hizmetleri sunmaları zorunludur Hastanın stabilizasyonu sağlanmadan sevk edilmesi veya taburcu edilmesi halinde, doğacak olumsuz sonuçlar tazminat sorumluluğunu gerektirecektir.
- Kamu hastanelerine (devlet hastanesi, üniversite hastanesi, araştırma hastanesi veya aile sağlığı merkezi sağlık kuruluşları vb.) karşı idare mahkemesinde hizmet kusuruna dayalı olarak malpraktis nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası açılmadan önce, zararın ve doktor hatasının öğrenilmesi tarihinden itibaren bir yıl ve her halukarda olay tarihinden itibaren 5 yıl içinde ilgili idareye yazılı bir şekilde başvurularak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulması gerekir.darenin tazminat talebini kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde malpraktis nedeniyle tam yargı davası açılmalıdır.
- Haksız fiile ( örneğin; hasta ile doktor arasında henüz bir sözleşme ilişkisinin kurulmadığı süreçte, özel hastanenin acil servisine gelen hastaya bakmayan doktor haksız fiil hükümlerine göre sorumlu tutulacaktır.) dayalı olarak özel hastane veya doktorlara açılacak malpraktis davalarında zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa ceza davası zamanaşımı hükümleri uygulanır.
- Vekalet ve eser sözleşmesine ( Estetik ameliyat, protez diş uygulamaları, lazer epilasyon vb. güzellik hizmetleri) dayalı olarak özel hastaneler veya doktorlar aleyhine tüketici mahkemelerinde açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi 5 yıldır.
TAŞINMAZ REHNİ – İPOTEK
Ayni haklara dolayısıyla bir ayni hak olan taşınmaz rehnine (ipotek) hakim olan başlıca iki ilke belirlilik ve açıklık ilkesidir. Ayni hakların temel özelliğinin herkese karşı ileri sürülebilir olmasından kaynaklanan ve bu nedenle ayni hakkın herkes tarafından bilinmesi gerekliliği açıklık ilkesini, açıklık ilkesi ile hak sahipleri dışında da üçüncü kişilere eşya üzerinde ayni bir hak olduğu gösterilmekte ve üzerinde ayni bir hak sahipliği bulunan eşyanın ne olduğunun herkes tarafından anlaşılabilir kesin çizgilerle belirtilmesi gerekliliği de belirlilik ilkesini meydana getirmektedir. Bu iki ilke sayesinde taşınmaz rehnin sınırları belirlenmekte ve üçüncü kişiler tarafında bilinebilmektedir. Bu yazımızda taşınmaz rehni yani diğer adıyla taşınmaz ipoteğini inceleyeceğiz.